Alman Bürokrasisi

1982 yılında Aachen Teknik Üniversitesi’ni bitirip ‘Metalürji Yüksek Mühendisi’ olduktan sonra yol ayrımına gelmiştim. Ya Türkiye’ye dönüp Etibank’ta mühendis olarak çalışacaktım. Türkiye halen çok karışık olduğu için bunu istemiyordum. Veya Almanya’da mühendis olarak bir işe girip tecrübe kazanacaktım.

Ancak Alman devleti, Almanya’da mühendis olarak çalışmama izin vermedi. İzin verdikleri kişiler Almanya’dan gitmiyor, orada kalıyorlardı. O yüzden Almanlar, öğrencilerin okulu bitirdikten sonra 1,5 yıl içinde geldikleri ülkeye dönmeleri şartını koymuşlardı. Kuralları bir hayli katıydı ve bunu tavizsiz uyguluyorlardı.

Buna karşılık Almanya’da firma kurup serbest çalışma müsaadesi alabileceğimi öğrendim. Çünkü serbest çalışınca Almanların işini elinden alan değil, istihdam yaratan bir konuma geliyordunuz. Ben de bu yolu seçtim.

İş hayatına atıldıktan 15 yıl sonra Almanya’da ‘yılın girişimcisi’ seçilince Jüri Başkanı Prof. Eduard Gaugler de bunu şöyle vurgulayacaktı:

“Alman bürokrasisi bazen istemeyerek de olsa çok güzel neticeler doğuracak işlere vesile olabiliyor. Bunun en somut örneği işadamı Kemal Şahin’dir.”

Kaynak: Kemal Şahin, Zirvedeki Şahin: Hayatım ve Fikirlerim, Hayat Yayınları, Mart 2000.