2010 yılında Turkcell’in logosundaki ikonu yenilemek üzere dünyanın önce gelen üç tasarım ajansıyla görüştük. Uzun bir çalışmadan sonra, ilk ajans bize sadece bir öneriyle geldi ve “önerimiz budur” dedi. Mevcuttan çok farklı duran ve alternatifsiz tek bir öneriyi seçmek zordu. Öte yanda, ikinci ajans sekiz farklı öneri getirdi. Bu da bizde ne istediğimizi tam anlamadıkları hissi uyandırdı. Üçüncü ajans, yaptığı onlarca çalışmayı ve kullandığı düşünce sistemini bizle paylaştıktan sonra önümüze üç alternatif çıkardı. Alternatiflerin ilki mevcut olandan pek az değişim içerirken üçüncü çok radikal bir değişiklik öneriyordu. Üçüncü ajansın farklı yelpazedeki önerileri ilgimizi çekti. Sonuçta önerdikleri yollardan hiçbirini aynen alıp uygulamadık ama o ajansla ilerlemeyi seçtik. Bakış açılarını genişten başlayıp birbirinden yeterince ayrışan üç alternatife indirgeyerek anlatmaları aklımıza yatmıştı.
Barry Schwartz The Paradox of Choise isimli kitabında, fazla seçeneğin daha fazla özgürlük ve daha fazla mutluluk anlamına gelmediğini, hatta seçenekteki artışın insanları mutsuz ettiğini anlatır. Çok sayıda seçenek arasından karar verdiğimizde daha az mutlu oluruz. Seçmediğimiz alternatiflerden birinin daha iyi sonuç vermiş olma ihtimalini düşünmek bile pişmanlığa sebep olabilir.
Kaynak: Lale Saral Develioğlu, Karar Verdim, MediaCat Kitapları