Amerika’ya Para Kaçırdım

Amerika’ya ilk gidişim galiba 1960’lı yıllarda oldu. Vantilatör imalatı işine girmiştik. Amerika’da da Chicago Blower diye bir şirket vardı. Bütün işi vantilatör imalatı idi ve yaptığı resimleri ve teknolojiyi de satardı.
Enteresan bir hikâye. Ankara’ya müracaat ettik, dedik ki:
“Chicago Blower’in teknik resimlerini satın alarak burada imalat yapmak istiyoruz. Böylece biz de ithalat yapmayacağız.”
Şirket resimlerin karşılığı 5.000 dolar istiyordu. 60’lı yıllarda 5.000 dolar epey bir para.
Ankara’daki bürokrat yüzümüze güldü, dedi ki:
“Ha ha ha… Para kaçırıyorsunuz değil mi?.. Üç tane kâğıda 5.000 dolar ne oluyor?”
Şoktayım, adam şaka mı yapıyor ciddi mi anlamadık. 
Dedik ki:
“Teknoloji satın alıyoruz.”
Adam ciddileşti:
“Teknoloji, meknoloji anlamayız biz, git size izin yok…”
Devletin bürokratının sözünün üzerine söz mü olur… Ayrıldık Ankara’dan, ama fikrimizden vazgeçmedik. Bunun üzerine ben mecbur oldum, yıllar sonra bunu ikrar edebilirim, yani açıklıyorum, aradan 50 sene geçtiği için suç olmaktan da çıktı, 5.000 doları karaborsadan topladım, çantama koydum ve Amerika’ya gittim. Yani Amerika’ya ilk gidişimde para kaçırdım.
Uzun bir yolculuktan sonra nihayet Chicago’daki fabrikanın kapısından girdim, benimle mektuplaşan mühendisi bulup birlikte müdüre gittik ve parayı teslim ettim. Resimleri alıp çantaya koydum ama çantaya zor sığıyor, kocaman bir paket.
Amerika’da gezecek halim yok, hemen geri döndüm.

Kaynak: Mehmet Gündem, Lüzumsuz Adam İshak Alaton, Alfa Yayınları