Başarının Sırrı Sistemde

Piyasaya her geçen gün yayılıyorduk. “Yatak deyince YATAŞ” imajı da halkımıza durmadan işleniyordu. Ekibim tam oturmuş, işimizi ve prensiplerimizi iyice kavramışlardı.

Bir sabah geldiğimde büroda bir sessizlik vardı. Plasiyerlerin pazara çıktığını sandım. Hâlbuki her sabah kısa bir toplantı yapar, dünü ve bugünü konuştuktan sonra piyasaya çıkarlardı. Bölge Müdürü Eşref Bey odama geldiğinde çok üzüntülüydü:

“Yılmaz Bey, maalesef plasiyerlerin altısı da gelmedi. Ben her ayın 3’ü ile 5’i arasında maaşlarını dağıtırım. Bugün ayın 6’sı, bu demek oluyor ki maaşlarını almışlar.” dedi.

Derhal plasiyerlerimizin rakiplerimiz tarafından çalındığını tahmin ettim. Zaten birtakım duyumlar alıyordum. Soğukkanlı bir şekilde “Pekâlâ, Eşref Bey, ben zaten bekliyordum.” dedim.

“Neyi bekliyordunuz efendim?” diye şaşkın bir ifadeyle sordu Eşref Bey.

“Rakiplerimizin plasiyerlerimizi ayartacaklarını…”

Eşref Bey, “Nasıl olur efendim? Benim aklımdan dahi geçmiyordu,” diye heyecanla cevap verdi.

Ben yine sakince, “Eşref Bey, dost uyur düşman uyumaz.” dedim. “Benim kulağıma çatlak sesler geliyordu. Siz nasıl olur da duymazsınız? Üstelik yıllardır bu piyasadasınız.”

“Yılmaz Bey, olamaz böyle bir şey. Burada güzel para alıyorlar. Siz yemeğimizden tutunuz her şeyi mükemmel yapıyor, gayet güzel yedirip içirip giydiriyor ve cebimize de güzel paralar koyuyorsunuz. Buna ekmeksizlik denir.” diye âdeta haykırdı…

“Pekâlâ, öğrendiniz mi kim transfer etmiş?”

“Tüm bayilerime telefon ettim, kulağım seste efendim…”

Bu sırada Kemal Şensoy beni aradı, “Yılmaz Bey kötü bir haber aldım, doğru mu?” diye telaşla sordu.

“Neymiş?”

“Rakip firma senin satış ekibini olduğu gibi transfer etmiş. Bu duyumum doğru mu?”

“Evet, maalesef doğru.” dedim.

“Her birine bir araba almış, maaşlarını yüzde yüz artırmış, ayrıca da yılsonu primi verecekmiş.” diye anlatmaya devam ediyordu ki sözünü kestim.

“Evet, Kemal Bey, senin sayende…”

“Niçin?”

“Niçini var mı? Beni adamla tanıştırdın, adamın aklına iş düşürdük…”

“Aynen kabul ediyorum Yılmaz Bey ama telafi ederiz.”

“Eh, canın sağ olsun. Kemal Bey, siz hemen ilan verin, yeniden bir ekip kuralım.”

“Hayhay Yılmaz Bey, ben şimdi ilanı çıkıyorum. Ama bu defa garantiye alalım…”

“Düşününüz.” dedim.

Tekrar ekip kurduk. Yeni ekiple çatlak vermeden yedi ay çalıştık. Onları da teker teker diğer iki rakibimiz transfer etmeye başladı.

Bu durum defalarca tekrar etti. Ama daha önce de belirttiğim gibi, bize büyük bir zarar vermedi. Çünkü başarımızın sırrı kişiler değil, sistemimizdi…

Kaynak: Yılmaz Öztaşkın, Hayallerim, Prensiplerim ve Yaşadıklarım, Elma Yayınevi, 2. Baskı, Şubat 2019.