Başka Ne Yapıyorlar?

Çalıştığım ajans büyük bir teknoloji işi yakalamıştı. Projenin ilk haftasında müşteriyle akşam yemeği yiyordum. Pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı olan kadın, Chiat’ın Apple için yaptığı çalışmalara hayran kalmıştı ve kendi şirketinde de o tarz bir kaliteyi yakalamak için neler yapabileceğini öğrenmek istiyordu.

“Şirket sırlarını vermeni istemiyorum.” dedi. “Sadece genel olarak bilgi verebilirsen, Apple’ın sürekli bu kadar kaliteli işler çıkarmasını sağlayan özel bir uygulama var mı?”

Apple’ın en önemli yaklaşımlarından birinin kendine güvenmek olduğunu söyledim. Chiat’ta çalıştığım süre boyunca tek bir reklamı bile test etmemiştik. Ne yazılı basında, ne de TV’de, sokak panolarında, internette ya da perakende alanındaki reklamlar önceden test edilmiyordu.

“Demek öyle…” dedi. “Hiç test edilmiyor demek. İlginç.” Şaşırdığı belli oluyordu. Bir süre düşündükten sonra “Eh, biz bunu yapamayız.” dedi. “Başka ne yapıyorlar?”

İşte büyük şirketlerin karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri de bu. Süreçleri o kadar kurumsallaşmış ki, değişiklik yapmanın avantajları apaçık karşılarında dururken bile kendi davranışlarında değişiklik yapma kapasitelerini yitirmişler.

Aslında olay basit: Ya süreç kral olacak ya da fikirler. Bir sürece ne kadar çok katman eklerseniz, nihai işin o kadar sulanacağını anlamak için sağduyu sahibi olmak gerekiyor.

Kaynak: Ken Segall, O Kadar Basit Ki, Türkçesi: Mirel Benveniste, Mediacat Kitapları, Şubat 2017.