Deve Güreşi mi Sanayileşme mi?

Artık sanayideki dükkândan kurtulup, fabrikada çalışma zamanı gelmişti. Memleketim olan Sultanhisar’a giderek ilçenin önde gelenleri ile görüştüm. Bana bir yer göstermeleri halinde fabrikayı buraya kurabileceğimi söyledim. Ancak, ilçedeki kişisel çekişmeler ve sığ görüşlülük buna imkân tanımadı. Atça’da Sami Kerpiççi adında bir dostum vardı. Onun ağabeyi de bizim teyzekızıyla evliydi. Benim gıyabımda hep güzel şeyler konuşurmuş. “Bu çocuğu iyi tutun. Bu çok zeki bir adam, ondan faydalanın…” dermiş. Onun bu dedikleri kulağıma gelirdi. Bir gün Sami Bey bana geldi.

“Şefik, ben senin çalışmalarını ve girişimciliğini çok takdir ediyorum. Sen burada tek başına bir mücadele veriyorsun; ama bu böyle olmaz. Bizlerin de sana destek olması lazım. Bu yüzden yanına geldim. Gel sen bu fabrikayı Atça’da kur. Hem senin emeklerin boşa gitmesin, hem de memleket kazansın.” dedi. Ben zaten böyle bir arayış içindeydim. Benim için uygun olan her yere yatırımımı yapardım. Sami Bey ile bu görüşmenin üzerine Atça Belediye Başkanı Muhsin Aksay da aynı teklifi yaptı. Belediye Başkanı Muhsin Bey çok zeki bir insandı. Bizim kuracağımız fabrikanın kendi beldesine getireceği faydanın farkındaydı. Bu yatırımın Atça’da yapılması için Muhsin Bey’in önayak olması hem Jantsa AŞ için, hem Atça için, en önemlisi de memleket için ne büyük bir adımdı…

Atça Belediye Başkanı yapacağım fabrika için bana bir yer gösterdi. Meğerse burası eskiden beri deve güreşleri yapılan bir yer olmakla birlikte, aynı zamanda beldenin de futbol sahasıymış. Futbol sahası dediysem de şimdiki saha kıstaslarına göre hazırlanmış, çim zemin ve tribün olan bir yer olarak algılanmasın. Etrafı dahi çevrilmemiş boş bir alandan bahsediyorum. İşte böyle bir yere fabrika kurulacak olması yöre halkının hoşuna gitmemiş, “Şimdi biz nerede deve güreştireceğiz?” diye tepkilerini göstermişlerdi.

Ne yazık ki o zamanki zihniyet böyleydi. Biz Atça’nın kalkınması için istihdam yaratmanın peşindeyken vatandaş işi gücü bırakmış, deve güreşi yapacakları yerin kaygısına düşmüştü.

Kaynak: Bir Anadolu Efsanesi: Şefik Çerçioğlu, Derleyen ve Hazırlayan: Silvan Güneş, Hiperlink Yayınları, Temmuz 2011.