Devlete Hizmetin Bedeli

Başbakanlar ile ilişkilerimde sonraki yıllarda yine ilginç olaylar yaşanacaktı. 2000 yılındaki krizler sırasında ülkemize gelerek Devlet Bakanı olan Kemal Derviş önemli bir ekonomik program önermiş, Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki hükümet bunu uygulamaya karar vermişti. Ben Genel Müdürlüğü yeni bırakmıştım, o sırada Bankada Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışıyordum.

Bir gün Kemal Derviş beni arayarak Devlet Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı teklif etti. Yani Ziraat, Emlak, Halk Bankalarının “Ortak Yönetim Kurulu Başkanı” olmamı istiyorlardı. Orada operasyonlar yapılmalıydı. Bakan’a bu konuyu düşüneceğimi, birkaç gün içinde kendilerine yanıt vereceğimi söyledim ve Başbakan’ın bu konuda bilgisi olup olmadığını sordum. Devlet bankalarında yapılacak operasyonlar için mutlaka siyasal güç desteği gerekliydi. “Evet var” dedi.

Kısa süre sonra cep telefonum çaldı ve bir hanım sesi kendisini tanıtmadan ve nereden aradığını belirtmeden “Akın Güngör mü?” dedi. Ben de “Hayır hanımefendi, kim aradı?” dedim. Telefon kapandı. Birkaç dakika sonra aynı ses yine “Akın Güngör mü?” diye sorunca kızgın bir tonda “Hayır hanımefendi ben Akın Öngör’üm!” dedim ve telefon hemen bir beye bağlandı. Bu ses de bana “Sayın Güngör” deyince kızgınlıkla “Beyefendi ben Güngör değil, Öngör’üm, ama ben kimle görüşüyorum?” diyerek sert bir tonda cevap verince, karşımdaki ses bana “Ben Başbakan Bülent Ecevit…” dedi. Çok şaşırmıştım. Başbakanın asistanının bu kalitesiz iletişimi yapması bana Başbakanlığın kimlerin elinde olduğunu gösteriyordu. Önce ismimi doğru söyleyip, daha da önemlisi beni Başbakan ile görüştüreceğini bildirmesi gerekiyordu ki ben hazırlıklı olayım. Bunu yapacak kalitede değildi anlaşılan… Ben de hiç istemeyerek, bilmeden koca Başbakanı azarlıyor gibi bir duruma düşmüştüm. Sesimi toplayarak “Buyrun Sayın Başbakanım!” dedim. Bana Kemal Bey’in teklifinden haberdar olduğunu ve onayladığını söyledi, kendisine ben de “Efendim bu bankalarda büyük operasyonlar yapılması gerekli, siz bunun arkasında hükümet olarak duracak mısınız?” diye sordum. “Evet tabii…” dedi.

Sonra iki gün düşündüm; bu sırada aklıma Mahfi Eğilmez’in vaktiyle yapmış olduğu bir uyarı geldi: “Devlete yaptığın hizmet cezasız kalmaz!” demişti. Ben de bu görevi kabul etmediğimi nazik bir şekilde bildirdim.

Kaynak: Y. Akın Öngör, Benden Sonra Devam, Alametifarika, 10. Baskı, Kasım 2015.