Dijital Dönüşüm Tepeden Başlar

Johnson & Johnson Başkanı Ralph Larsen’in hiçbir teknoloji geçmişi yoktu. Deneyimsizliği onu öğrenmeye itti. Hafta sonlarında kendi başına çalıştı ve bazı PC uygulamalarının nasıl kullanılacağını öğrenmeye çabaladı. Teknolojiyi yakından tanımadan Johnson & Johnson’un 55 ayrı ülkede yer alan 180 şirketini, bilgi sistemlerini tek standarda uydurma konusunda ikna etmesinin güç olacağının farkındaydı. O dönemlerde yani 1980’li yılların sonunda Ralph ve J&J’in diğer yöneticileri kâğıt yığınları içinde boğuluyordu. Söz konusu olan bilgi değil, kâğıttı. Ralph bilgiye ihtiyaç duyduğunda, finansman grubunun özel bir rapor hazırlaması gerekiyordu. Ralph ve J&J rekabet karşısında ayakta kalabilmek için ortak bir dizi sistem oluşturulmasının hayati önem taşıdığına karar verdiler, ancak bunun gerekliliğini herkese anlatabilmek için hayli güç bir dönem yaşadılar.

Yeni sistemler sonunda uygulamaya koyulduğunda, Ralph bir yöneticiye, “Mesajımı aldın mı?” diye sordu. Yönetici almadığını söyledi. Ralph üsteledi, “Sana e-posta gönderdim.” Yöneticinin cevabı kesindi, “Ben bilgisayar kullanmıyorum.” Ralph’ın son sözü daha da kesindi, “Öyleyse benden bir daha hiç haber almayacaksın çünkü üst yöneticilere yazılı mesaj göndermem gerektiğinde sadece e-posta kullanacağım.” Ertesi gün yöneticinin masasında bir PC vardı.

Boeing’in en üst yöneticilerinden John Warner da tepeden inme bir strateji uyguladı. Boeing’in yeni e-posta sistemine ilk bağlanan dört kişi sırasıyla başkan, iki murahhas üye ve John’un kendisiydi. John şirketin üst yöneticilerinin e-posta sistemine bağlı olmalarının, diğerlerinin e-postaya bağlanmak istemesi için yeterli olacağını biliyordu. Boeing, e-postanın stratejik bir unsur olması için yıllar geçmesi gerektiğine inanıyordu, ancak sistem kurulduktan birkaç ay sonra, şirket tahminlerinde yanıldığını anladı. Seattle’daki bir üst yönetici 1996 yılında Avrupa’daki satış ekibiyle işbirliği yapıp büyük bir sipariş almaya çalışırken, bakım işçileri kazayla posta sunucusunun kablosunu kestiler. Makinenin bozulması ABD’de Şükran Günü’ne rastladığından, sunucunun tekrar devreye sokulması günler sürdü. Boeing işin sonunda siparişi aldı, ama e-posta sistemi için de diğer bütün sistemlerde kullanılan yedekleme biriminin kurulmasına karar verildi.

Bütün bu örneklerin ortak amacı, şirket başkanının teknolojinin stratejik önemini şirketin diğer önemli faaliyetleri gibi anlaması ve şirket çalışanlarına örnek olmasıdır. Teknolojide uzman olmanız gerekmez. Eğer teknolojiyle ilgili çok fazla terim biliyorsanız, teknolojinin yanlış yüzüne bakıyorsunuz demektir. Teknolojinin işinize nasıl yardımcı olacağını anlamak için atmanız gereken ilk adım bilgisayarlar konusunda temel bir bilgiye sahip olmaktır. Bu bilgiyi nereden edindiğiniz önemli değildir. Tanıdığım bazı yöneticiler haftada bir gün gelen ve teknoloji hakkında bilmeleri gereken konuları öğreten danışmanlardan yararlanmaktaydı. Teknoloji hakkında bilgi sahibi olmanın bir diğer yolu da bilgi teknolojisi yöneticinizle iyi ilişkiler geliştirmenizdir.

Kaynak: Bill Gates, Dijital Sinir Sistemiyle Düşünce Hızında Çalışmak, Türkçesi: Ali Cevat Akkoyunlu, Doğan Kitapçılık, 6. Baskı, Nisan 2000.