Dinleyen İşveren

Apple’da çalışmaya başlayalı sadece birkaç hafta olmuştu. Ürün tedarik ve sevkiyatı bana bağlıydı. Yurt dışına gönderilecek tahmin raporları, verilecek siparişler, malın yurt dışından geliş organizasyonları, yurt içi dağıtımlar, stok… Zevkli ama zorlu bir görev tanımım vardı.

İlk duyduklarımdan anladığım kadarıyla, bir sene önce yılbaşı öncesi çok ciddi bir stok bulunması ve talep olmasına rağmen stoktaki ürünler ile talebin uyuşmaması nedeniyle büyük problemler yaşanmıştı. Var olan ürünler sipariş edilenlerden değildi, yılın son aylarında Apple’dan yeni ürün getirmek ise yılsonu sıkışıklıkları nedeniyle neredeyse imkânsızdı. Dolayısı ile hem elde stok kalmış hem de önemli bir satış fırsatı kaçırılmıştı. O yıl da aynı duruma düşme korkusu vardı.

Benim görevim ise bu duruma çözüm bulmayı gerektiriyordu.

Ürünleri, gelme sürelerini, olabilecek satış adetlerini inceledim bir süre. Satış departmanı ile görüştüm, beklentilerini öğrendim. Daha önce Apple’a gönderilen tahmin adetlerini kontrol ettim.

Yapmam gereken, hem doğru ürünleri seçmek hem de onları doğru adette sipariş etmekti. Elbette stokları şişirerek maliyet yaratmamak, ürünleri de geciktirmeden temin etmek gerekiyordu ve bir çözüm ürettim: “O güne kadar o firmada yapılmamış bir şey! 4 aylık siparişi birden hazırladım.” Ürünü cinsine, üretilip gönderilme süresine, ihtiyaç adetlerine göre haftalık sevkiyatlara böldüm. Uçak-kamyon diye farklı sevkiyatlar hazırladım. Böylece hem istediğimiz ürünler zamanında gelecek hem gereksiz masraf yapılmayacak hem de çok gerekirse ürünü kamyondan uçağa, uçaktan kamyona çevirerek zamanlamayla oynayabilecektim. Çok sıkıştırırsam sevkiyatı durdurma şansım da vardı.

Hazırladığım çözümü yönetime ilk sunduğumda yüzlerde endişe gördüm. Daha önce hiç bu boyutta büyük bir sipariş verilmemişti. Herkes ya satamazsak endişesini taşıyordu. Birçok itiraz geldi. Ancak ben iyi hazırlanmıştım ve böyle bir operasyonu yönetip başaracağıma inanıyordum. Detaylı şekilde her adımı tekrar anlattım, soruları tek tek yanıtlamaktan yorulmadım.

Onayı aldım, uyguladım.

Sonuç başarı getirdi.

Aslında yapılan şey gayet basit: Bu görevdeki her çalışanın yapabileceği ve yapması gereken küçük bir fikir jimnastiği idi. Burada bence asıl önemli olan, benim konuya “çözüm odaklı” yaklaşımımdan çok, yönetimin beni/çalışanın fikirlerini dinlemeye gönüllü olmasıydı.

Kaynak: Işık Şerifsoy, Kaktüsler, Dikenler ve Çiçekler, Ceres Yayınları, Ocak 2019.