Ekonomik Savaş

İskender, dünyanın farklı bölgelerine yaptığı seferler sırasında, etrafı surlarla çevrili, korunaklı bir kentin önüne gelir. Kent sakinleri, ona kentin kapılarını kaparlar, kenti savunmaya hazırdırlar. İskender, kenti boşu boşuna kuşatır ve onu ele geçirmeye dair tüm umutlarını yitirir. Bunun üzerine, kentin içinde bulunduğu koşulları incelemeye koyulur. Kentte yeterli buğday stoku ve kent sakinlerinin tükenmesinden endişe dahi duymadıkları kadar çok miktarda su kaynağı bulunmaktadır.

Kentten uzaklaşır ve oraya kendi bulduğu tüccarları gizlice gönderir, yanlarına da bolca para verir. Tüccarlara, ticaret yapmak üzere kente girmelerini, kendileriyle birlikte taşıdıkları ürünleri satmalarını, karşılığında da mümkün olan en fazla miktarda buğdayı satın almalarını, böylelikle bu zahirenin fiyatını artırmalarını emreder. Tüccarlar kente giderler. İskender, ordusuyla birlikte geri çekilmiş numarası yapar. Kent sakinleri, düşmanlarının kendilerine dair planlarından vazgeçtiğine ikna olur.

Sükûnet, tüccarların kentte bulunan buğdaydan büyük miktarda depolamalarına dek sürer. Haber İskender’e ulaştığında, bu tüccarlara mektuplar göndererek ellerindeki tüm buğdayı yakıp kaçmalarını emreder. Ardından İskender kenti yeniden kuşatmak üzere hızla ilerler. Geriye çok az miktarda buğday kalmıştır. Kuşatma, sadece birkaç gün sürer, kent sakinleri İskender’den hayatlarının güvence altına almasını talep ettikten sonra, kapıyı açıp onun otoritesine boyun eğerler.

Kaynak: René R. Khawam, Hileler Kitabı (Arap Kültüründe Siyasi Stratejiler), Türkçesi: Menekşe Tokyay, Kırmızı Kedi Yayınevi, Ekim 2011.