Etme Bulma Dünyası

Kocaoğulları, Beşler firmasını satılığa çıkardı. Yanımızda kâtip olarak çalışan Beşler firmasının eski ortağı Bahri Kırşan, bu firmayı satın almamız için bizi zorladı ve sonunda ikna etti. Onun önerisiyle Beşler Kolektif Şirketi’ni, 1965 yılında satın aldık. Piknik Kolektif Şirketi’ni de ağabeyim Selahattin Coşkun ve eşi Nazire Coşkun adına devrettik. Beşler Kolektif Şirketi’ni de benim ve Bahri Kırşan’ın adına tescil ettirdik. Bu şirketin %30 hissesi bilabedel Bahri Kırşan’a, %70 hissesi de bana ait oldu. Ancak Bahri Kırşan okuryazar olduğundan ve bu işi de iyi bildiğinden şirketin idaresi için ona vekâletname verdik. Başlangıçta ona güvenmiştik ama o güvenimizi kötüye kullandı. Geçen 10 yıl boyunca ona olan güvenimizi devamlı kötüye kullanmış ve böylece aramızda huzursuzluk, geçimsizlik başlamıştı. Demek ki insanoğluna haddinden fazla güvenmemek, her türlü ihtimali dikkate alarak ihtiyatlı hareket etmek gerekirmiş.

Çok güvenip tam teslimiyetle her şeyin yönetimini ve yetkisini birine vermek oldukça yanlış bir davranışmış. Bahri Kırşan kendisine verilen vekâletname ile usulsüzlükler yapmış, bankalarda kendi adına hesaplar açtırmış. Kazancımızın çoğunu kendi özel hesaplarına aktarmış. Bizim paramızla yurt dışından televizyon ithal etmiş. Daha sonra da Beşler Kolektif Şirketi’ni Almanya’da yaşayan akrabası Necat Vardar adına tescil ettirerek kazanç sağlamış. Almanya’da ortaklık görüşmeleri yaptık ama anlaşamadık. Ben vazgeçiyorum dediğimde Bahri Kırşan, sen vazgeçsen bile şirketin patenti Necat Vardar adına alındığından o bu işi burada devam ettirir dedi.

İşin vahametini o zaman kavradım. Bahri Kırşan haberim olmaksızın, verdiğim vekâletnameye dayanarak kendisinin ve akrabasının çıkarları doğrultusunda işlemler yapmış, telafisi mümkün olmayan zararlar vermişti.

Birlikte işimiz çok iyiydi, Türkiye’de bir numaraydık. Altın madalya dahi almıştık ama bu şahsın sahtekârlığı bizi perişan etmişti. O günün şartlarında bu kadar iyilikte bulunduğum insan, yaptıklarıma karşılık iyiliğimi istismar etmişti. Zaman zaman içimden yaptıklarının karşılığını vermeliyim, ben de ona kötülük yapmalıyım şeklinde düşünceler geçmiş olsa da manevi değerlerim sayesinde bu düşüncelerimi bertaraf etmiş ve herhangi bir kötülükte bulunmamıştım. Bu davranışımın da yine benim hayrıma olduğunu düşünüyorum. Dünya malı için bu kadar kötülük yapmayı göze alan o şahsa karşı bir harekette bulunmadım. Beşler ve Piknik şirketlerimi olduğu gibi bırakıp bir ceketim ve arabamla ayrıldım. Geçen süre boyunca da bir harekette bulunmadığım için hiçbir pişmanlık duymadım. Onu Allah’a havale ettim. Hakkında hukuki işlem de başlatmadım. Sadece hayat boyu ders çıkarabileceğim bir tecrübe kazandım. Daha sonraları o şahsın kanser hastalığına yakalandığını duyunca hastanede ziyaretine ilk giden de ben oldum. Daha sonraları oğlu ve damadı o şirketi batırdılar ve sonunda şirket el değiştirdi.

Kaynak: Saylan Murat Hekimoğlu, Yılmayan Adam Kemal Coşkun, Coşkun Et ve Mamülleri San. ve Tic. AŞ, Ağustos 2010.