Fizibilite

Geçmiş yıllarda defilelerimizi İzmir’e de götürür, İzmirli modaseverlere Efes Oteli salonlarında o mevsimin moda tasarımlarını sunardık. Ve her seferinde de Egeli dostlarımız bize sorarlardı:

“Vakko’yu İzmir’de ne zaman göreceğiz?”

Onlara, “Çok uzakta değil, biraz sabredin.” diyordum. Ama ne kadar sabretmeleri gerektiğini doğrusu, ben de, Albert de bilmiyorduk.

Günün birinde İzmir’de, Birinci Kordon’da bir arsa bulduk. Henüz ortada bir şey yok. Kalktım, İzmir’e gittim. Bir hafta boyunca, üzerinde bir kulübe olan arsanın karşısında geçirdim vaktimi. Günün değişik saatlerinde gidip karşı kaldırımda oturuyor, gelip geçenleri seyrediyordum.

İstanbul’a döndüğümde Albert’e, “Arsanın sahibi ile anlaş, orası iş yapar.” dedim. Bu konuşmadan yaklaşık dört yıl sonra İzmir Mağazamız kapılarını açtı. Birçok Egeli dostum o arada bana sordular:

“İzmir’e ilk kez Paris’teki gibi böyle büyük bir mağaza yapılıyor, bunun fizibilite araştırmasını yaptırdınız mı?” diye. Ben düzeltiyordum: “Paris’te ve Roma’da bu güzellikte bir mağaza yok. Fizibiliteye gelince, onu bizzat kendim yaptım.”

Kaynak: Vitali Hakko, Hayatım Vakko, Orkide Matbaası, t.y.