İlişkilerin Gücü

Wall Street borsasında, hemen hemen her şeyin mübah olduğu 1980’li yıllardı. Henüz yirmi dört yaşındaydı, ama 3 milyar dolarlık bir para piyasası fonunu yönetiyordu ve kazancı olağanüstüydü. Ama yatırımlarının neredeyse tümü değersiz bonolardaydı ve fon 1987 yılının Ekim ayındaki çöküşte neredeyse tüm değerini yitirdi; o da işini kaybetti.
“İlişkilerin iş yaşamında her şey demek olduğunu işte o zaman anladı,” diye anlatıyor karısı. “Orada onu koruyacak kimsecikler yoktu. Öylesine burnu havalarda ve kendisiyle dopdoluydu ki, birisine “Onunla ilişkimizi kesmeyelim,” dedirtebilecek türden dostluklar geliştirme zahmetine bile katlanmamıştı. Sonra, yeni bir iş aramayı denediği sırada, başka bir şirkette iş bulmasına yardımcı olacak hiçbir tanıdığı yoktu.
Altı ay -ve beş yüz tane sonuçsuz telefon konuşmasından- sonra, nihayet bir başka işe geçti. Çok daha az prestiji olan bu işte, basamakları yeni baştan tırmanmaya başladı. Ama temel tutumu değişmişti.
“Şimdi yerel meslek odasının başkanı ve bu işteki tüm diğer anahtar kişileri tanıyor,” diyor karısı. “Kendimize şunu soruyoruz: Yarın işini kaybederse, yeni bir iş bulmak için kaç tane telefon konuşması yapması gerekir? Artık tek bir görüşme yetecektir.”

Kaynak: Daniel Goleman, İşbaşında Duygusal Zekâ, Türkçesi: Handan Balkara, Varlık Yayınları