İş Gezisi

Biz bir gün bu şirketi, FNSS’yi kurduk. Fabrikayı kurduk, işe başladık. Yönetim Kurulu Başkanı benim. Lisan bilmediğim için, sonra Yavuz Canevi’ni başkan yaptık. Neyse, ben başkanım, bir telefon geldi, Amerika’dan. Diyorlar ki, öbür gün sabah kahvaltısını yapmak üzere İngiltere’de falan yerde buluşalım. Sabah kahvaltısını beraber yapalım. Ben heyecanlandım. Böyle dediklerine göre önemli bir durum var. Apar topar gideceğiz. Uçakta yer bulunur mu, bulunmaz mı, yetişir miyiz? Bizde bir telaş, bir telaş… Neredeyse elim ayağıma dolaştı. Neyse gittik, yetiştik.
Açık söyleyeyim, Amerikalıları o zaman gözümüzde de büyütüyoruz. En azından ben büyütüyorum. İçimden sürekli, “Kim bilir ne önemli meseleler konuşacağız ki, böyle alelacele İngiltere’de buluşuyoruz,” diye geçiriyorum. 
Toplantı öncesi gelip otele yerleştik, yattık. Sabah toplantı olacak, benim kafamda hâlâ “Kim bilir ne mühim meseleler konuşacağız” düşüncesi. Sabaha kadar kırk toplantı yaptım kafamda. Sabah kalktık. Kahvaltılı toplantı ya, otelde bir oda hazırlamışlar. Bir kahvaltı masası… Türk kahvaltısı. Türk masası. Yok yok… Beyaz peynir, zeytin, pastırma, sucuk… Oturdum. Ortağımla kahvaltı yapacağız, konuşacağız ama bu aynı zamanda önemli bir şirket toplantısı. Büyük kararlar alacağız… Öyle düşünüyorum.    
Başladık sohbet etmeye. Oradan buradan, havadan sudan… Sen nasılsın, iyiyim. Ben nasılım, iyiyim… Anan yahşi baban yahşi… Kahvaltı bitti. “Tamam” dedi Amerikalı ortak. Kahvaltı bitti, toplantı bitti. İş bitti. Hoş geldin, güle güle. Ne konuştuk? Hiç.
Şimdi, bu bana çok ters geldi. Belki adamlar açısından bir mantığı var. Beni tanımak istiyor. Daha samimi bir ilişkinin faydalı olacağını düşünüyor… Olabilir. Yine de bana ters geldi. Hâlâ da anlayabilmiş değilim. Öyle apar topar, kalkıp Londra’ya bir toplantıya gidiyor, bir sürü masraf yapıyorsam, dişe dokunur şeyler de konuşmam lazım. Orada işler böyle. O yüzden, iyi ki Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı bıraktım diyorum.
Oradaki arkadaşlar her sene bir gezi yapıyorlar. Neymiş; yönetim kurulu toplantısı. Ben belki eski kafayım, o iş bana göre değil. Yönetim kurulu toplantısı diye geziyorlar…

Kaynak: Nurettin Çarmıklı, 50 Yılda Devriâlem, Nurol Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı