İşin Sırrı

Oliviero Toscani, bizi en çok zorlayan, ama bunun yanında kendini soluksuz dinleten bir konuşmacımızdı.

Anlaşmamızı yaptıktan sonra, konuşması üzerine çalışmak için Pisa (İtalya) yakınlarında, aynı zamanda ofis olarak kullandığı at çiftliğine gittik. Mekân, ofisler, ev, insanlar, her şey sıra dışıydı. Kahvelerimizi aldık, başladık çalışmaya.

Beklentilerimizi dikkatle dinledi. Görüşlerini, önerilerini söyledi ve bir buçuk saatlik çalışmanın sonunda güzel bir noktaya geldik.

Son konumuz zamanlamaydı. Toscani’ye, programda yarım saat ayırmıştık. Zamanı az buldu; ama biz, en fazla beş dakika esneyebiliriz, deyince anlaştık. Süre bitince biz işaret vereceğiz, o da konuşmasını beş dakika içinde bitirecek. Pisa’dan, içimiz rahat ayrıldık.

Toscani, Perakende Günleri 2006’daki konuşmasında daldan dala dolaştı ve yerleşmiş görüşlere aykırı şeyler söyledi. Anlattıklarını enfes görsellerle destekleyen Toscani’yi tüm salon hayranlıkla dinledi. Pisa’da konuştuğumuz gibi 30 dakika dolunca işaretimizi verdik. Beş dakika daha konuşup toparlayacaktı.

Biz işaret verince, anlattığı konuya bir ara verdi ve hınzırca sırıtarak şöyle dedi: “Soysal bana işaret yolladı. Beş dakika içinde konuşmamı bitireceğimi zannediyorlar. Hiç öyle bir niyetim yok. Siz dinledikçe, ben bu sahneden inmem!”

Elbette salondan sıkı bir alkış aldı.

Bizimse başımızdan aşağı kaynar sular döküldü. 3.500 kişinin izlediği bir konferansta zamanı doğru yönetmek gerekir. Perakende Günleri’nin en büyük başarılarından biri de budur. Ama bu kez sahnedeki dâhi, “Ben istediğim zaman inerim.” diyor!

Gergin bir halde izlemeye devam ettik. Ya yarım saat daha konuşursa? Ya yarattığı etki düşerse? Tüm program birbirine girerse?..

Toscani, süresini sadece beş dakika geçti. Müthiş bir alkış koptu ve salonu selamlarken, bize göz kırptı. Sahneden inince yanıma geldi. “Korktun değil mi?” dedi ve ekledi: “Hiç programı aksatır mıyım? Bunu önceden planladım. Böyle yapınca, beni daha çok sevdiler.”

Gerçekten de öyle bir plan yapmıştı ki, hem kontrol edilemezliğini vurguladı, hem de programa uydu. Büyük ustadan bir ders daha almıştık. Yaratıcılık, dehâ, her şey tamam, ama hayatta rastlantısal pek bir şey yok. İşin sırrı çok çalışmakta, her şeyi ince ince planlamakta.

Kaynak: Suat Soysal, İpuçları, Soysal Yayınları, Kasım 2015.