Jobs’ın Meydan Okuma Tarzı

Jobs’la yapılan bir toplantı zorlu bir sınav haline gelebilir. Söylenen her şeye, bazen son derece kaba bir şekilde meydan okuyacaktır. Ama bu bir sınavdır. İnsanları fikirlerini savunmaya zorlar. Eğer yeterince sağlam fikirleri varsa konumlarını savunacaklardır. Riskleri ve insanların kan basınçlarını yükselterek savundukları konuyu bilip bilmediklerini ve güçlü bir argümana sahip olup olmadıklarını anlamaya çalışır. Ne kadar sağlam dururlarsa haklı olmaları o kadar olasıdır.

Eski bir Apple programcısı olan Peter Hoddie bana şunları söylemiştir: “Eğer ‘evet efendimci’ biriyseniz Steve karşısında hiçbir şansınız yoktur çünkü o kendi bilgisinden oldukça emindir ve karşısında kendisine meydan okuyacak birine ihtiyacı vardır. Steve bazen ‘bunu şöyle yapmamız gerekir’ der ama bu herhangi birinin kendisine meydan okuyup okumayacağını görmek için bir denemedir. Apple’da aradığı türden insanlar var.”

Jobs karşısında bilgiçlik taslamak son derece zordur. Hoddie’nin söylediğine göre, “Eğer neden söz ettiğinizi bilmiyorsanız o bunu anlar. Steve gerçekten zeki biri. Son derece de bilgili. Gezegendeki en iyi insanların bazılarıyla da bağlantısı var. Eğer neden söz ettiğinizi bilmiyorsanız o bunu anlayacaktır.”

Hoddie bana işlemci tedarikçisi Intel’de geliştirilme aşamasında olan yeni bir çip teknolojisi hakkında Jobs’la yaptıkları bir tartışma ile ilgili anısını anlattı. Hoddie ara sıra sırf Jobs’ı başından savmak için bilgiçlik taslarmış. Ama bu tartışmalarından sonra ertesi gün Jobs, Hoddie’yi bir köşeye çekip Intel hakkında daha önce söyledikleri konusunda onu sıkıştırmış. Meğer Jobs o tartışmalarından sonra Intel’in başkanı Andy Grove’u arayarak Hoddie’nin sözünü ettiği teknoloji hakkında bilgi almış. Neyse ki o zaman Hoddie’nin söyledikleri boş değilmiş. Hoddie gülerek, “Telefonu kaldırıp Andy ile konuşabilecek birine blöf yapılmaz.” demişti.

Kaynak: Leander Kahney, Nasıl Steve Jobs Olunur, Türkçesi: Nadir Özata, MediaCat Kitapları, 2008.