Kaçak Değil, Unutulan Kat

Projesini merhum Cahit Güneri’nin yapmış olduğu, Emlak Kredi Bankası’nın İstanbul, Aksaray Atatürk Bulvarı’ndaki blok apartmanı, bodrum hariç dokuz katlı. Benim o güne kadarki meslek hayatımın en büyük ve de en yüksek binası. Katlar yap yap bitmiyor. Ama ben heyecanla, üç blok halinde 2.000 metrekarelik bir katı 21 günde bitirme hızı ile çalışıyorum. Her bir blok katını yedi günde (Son yıllarda Alarko’da çalışırken bunu üç güne kadar indirdik.) Sonunda dokuzuncu katı tamamlayıp en üstteki teras saçağını da yapmıştım.

Emlak Kredi Bankası Genel Müdürü Medeni Berk bir gün inşaatımızı gezmeye geldi. Gezdirdim, anlattım. Bir husus dikkatini çekmiş. Atatürk Bulvarı Aksaray’dan Saraçhane’ye doğru yükselerek gidiyor. Bizden sonraki apartman bizim binaya tepeden bakıyor. “Binaya bir kat daha çıkalım.” dedi ve gitti.

Emir yüksekten, uymamak olmaz. Hemen hazırlıklara başlıyorum. Belediye ile ruhsat işini nasıl hallettik, yoksa hiç mi müracaat etmedik, doğrusu hatırlamıyorum.

Önce binanın teras yanlarını tahta perde ile örttük, kimse ne yaptığımızı görmesin diye ve teras üstü saçağını yıkmaya başladık. Biz yaptığımızı kimse görmüyor sanıyorduk ama iki üç gün sonra inşaata biri geldi, elinde fotoğraf makinesi ile. Cumhuriyet Gazetesi’nden geliyormuş. Üst katı tahta perde ile ne diye çevirdiğimizi merak etmiş, yanımızdaki binanın terasına çıkınca bizim teras saçağını yıktığımızı görmüş, fotoğraflar da çekmiş. Bize “Ne yapıyorsunuz, neden yıkıyorsunuz?” diye sorunca ben de ona -doğruyu söyleyecek değilim ya- şaka yollu, “Vallahi” diyorum, “şimdiye kadar bu kadar yüksek bir bina yapmamıştım, katlara da numara yazmamıştık, birkaç gün önce numaralarken baktık ki bir kat noksan. Şimdi teras saçağını yıkıyoruz ki unutulan katı yapalım.”

Adam bu sözümüzü ciddiye almaz mı? Ertesi gün Cumhuriyet Gazetesi baş sayfasında, iki sütun üzerine yarım sayfa yazı ve resimler: “Yüksek bina deneyimi olmayan mühendisler Emlak Bankası’nın Atatürk Bulvarı’ndaki blok apartman inşaatında kat unutmuşlar” gibilerinden. Resimler ve uzun uzun açıklamalar. Çok gülmüştük.

Kaynak: Firuzan Baytop, Şantiyede Olay Var: Şantiyelerden Ders Alınacak Sıradışı Öyküler, YEM Yayın, 4. Baskı, Ağustos 2018.