Kalitede Israr

1950’li yılların sonları ülkemizin döviz sıkıntısı çektiği, ithalatın pek zor olduğu yıllardı. O yıllarda Türkiye’mizde özellikle klima ve havalandırma konularında nispeten bilgili, temiz iş yapan firmalar, biri Alarko olmak üzere iki-üçü geçmiyordu. O yıllarda Alarko olarak İzmit’te Seka’nın bir sinema salonu havalandırma tesisini tamamen yerli olanaklarla başarı ile ikmal ederek bu konudaki becerimizi kanıtlamıştık.

Bunu gören ve İstanbul’un seçkin semtlerinin birinde kaliteli bir sinema salonu yaptırmayı tasarlayan bir şahıs bizleri çağırarak, sinemanın ısıtma-havalandırma tesisatının yapımını pazarlığa dahi lüzum görmeyerek bizlere vermişti. Aynı tarihlerde ülkemizin moda evlerinden en önde geleni de Beyoğlu’nda modern bir moda-satış merkezi yapmayı planlamış ve görüşmelerden sonra ısıtma-havalandırma işinin yapımını üstlenmemize karar vermişti.

Büyük bir heyecanla işe koyulduk. Her iki işte de fiyatların anahtar teslimi olmasına rağmen, tekniğin gerektirdiği hiçbir elemanı temin ve monte etmeyi esirgemedik. Günün birinde sinema sahibi bizleri çağırarak çatı gabarisinde belediye ile bir problemi olduğunu ve çatı arasından geçirdiğimiz hava emiş kanalının ölçüsünü yarı yarıya indirmemizi istedi. Biz bu durumda özellikle sinema balkonunun aşırı sıcak ve havasız kalacağını belirttiysek de işverenimiz bizi bundan sorumlu tutmayacağına dair bizlere yazılı bir mektup verdi.

Hemen aynı sıralarda Beyoğlu moda merkezinin mimarı bizleri çağırarak, asansör boşluğundan geçerek bodrumdaki defolu mallar dairesini havalandıracak kanalı, asansörü büyütme zorunluluğundan dolayı üçte bir oranında daraltmamızı istedi. Her iki halde de “müşteri istiyor, sonucuna da katlanıyor, bize istediğini yapmak düşer” felsefesine uyarak tekniğin gereğini yerine getirdik. İşlerin bitiminde kontrol mühendislerinin yapmış oldukları deneyler bizim haklı olduğumuzu gösterdi. Sinema ve moda merkezinin açılışını takip eden günler ise bizim için pek mutlu olmadı.

Oralara gelen kişiler haklı olarak sebep araştırmadan sinema balkonu ile moda merkezi defolu mal dairesinde havalandırma tesisatının başarısız olduğu kanısına vardılar. Biz de konuyu çevreye duyurma olanağını pratik olarak bulamadığımızdan, kamuoyunda havalandırma tesisatçısı olarak hafif de olsa haksız bir yara aldık.

Hemen sonra Beyoğlu’nda inşa edilmeye başlanan ikiz sinema salonlarının havalandırma işini, rakiplerimizin daha önce tarafımızca yapılmış işteki hatalarımızı potansiyel müşteriye göstermeleri ve onun da bizden açıklama istememesi sonucu kaybettik. Bu olaydan aldığımız ders ile, müşteriye rağmen de olsa ne yapıp edip işimizde tekniğin ve kalitenin gereğinden vazgeçmemeyi öğrendik. Bu hususun devamlı tatbiki gelişmemizde çok yararlı oldu.

Kaynak: Üzeyir Garih, İş Hayatımdan Kesitler ve Gençlere Tavsiyeler, Hayat Yayın Grubu