Kapatalım Bu İşi

2005 yılı sonlarında, sigortalı bir işyerinde hırsızlık olduğunu öğrendik. Fakat bu hırsızlık hasarıyla ilgili araştırmalarımız ve incelemelerimiz, kısa zamanda bizde olayın bir “senaryo”dan ibaret olduğu kanaatini oluşturdu. Görevim, sigortalıyla yüz yüze görüşmek ve konuyu “uygun” bir şekilde kendisine anlatmaktı.

Sigortalımızın işyerine gittim. “Geçmiş olsun” dileklerimizi ilettim, bir süre sohbet ettik. Sonra, “Gıyabınızda yaptırdığımız araştırmalar sonucu bu olayla ilgili ciddi rahatsızlıklar duymaya başladık” diye söze girdim. Sigortalımız hemen “Ne gibi rahatsızlıklar?” diye sordu; “Yalan söylediğimi mi ima ediyorsunuz? Yoksa belgelerde mi bir sorun var?” diye de ekledi telaşla. Direkt bir suçlamada bulunamadığım için, sözcüklerimi özenle seçmeye çalışarak, “Bu rahatsızlıklar olayın meydana gelişiyle de muhasebe kayıtlarıyla da ilgili olabilir” diye cevap verdim. Beriki, hırsızlığın meydana geliş şekline değinmemeye çalışarak hemen atıldı: “Belgelerin hepsini ekspere verdim! O konuda problem mi var?”

İşte tam bu sırada konuyu değiştirdim; “havadan sudan” sohbete başladım. Sonra da lafı bir şekilde kasko ve iş yeri hasarlarıyla ilgili bazı ilginç olaylara getirdim. Bir işyerinde meydana gelen yangından söz ettim uzun uzun: Bu işyerindeki yangının bizzat sigortalı tarafından çıkarıldığını, bu kişinin sigorta şirketinden haksız yere para aldığını; bunun sigortalının bir yakınına daha sonra yaptığı itiraftan öğrenildiğini ancak sigortalının aldığı bu paranın hayrını göremediğini; zira iki ay sonra tek evladının, gözleri önünde boğulduğunu anlattım.

Buna benzer başka örnekler de verdim kendisine. Sohbetin sonuna doğru, sigortalının yüzünün bembeyaz olduğunu gördüm. Sonra birden lafımı kesti, “Abi” dedi yutkunarak; “Anladığım kadarıyla bu hasar bedelini almak uzun sürecek, belki de işi mahkemeye götürmek gerekecek… Ben bunlarla uğraşmak istemiyorum. Kapatalım bu işi!” dedi. Durumu kendi kendine kavramasına sevindim; rahatlamıştım. “Hırsızlık hasarıyla ilgili talepte bulunmayacağıma ilişkin feragatname vermek istiyorum” dedi sonra. Belli ki, verdiğim ilginç örneklerden bir hayli etkilenmişti.

Kaynak: Sigortalı Hayatın Bilinmeyenleri, 40 Gerçek Hikâye, Yapı Kredi Yayınları