27 Mayıs olmuş, radyolar Milli Birlik Komitesi’nin bildirilerini yayınlamaya başlamıştır. Bir tarafta bayram, bir tarafta da korku vardır. Bu arada radyoda bir haber yayınlanır. Haberde CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün sağ ve salim olarak evinde oturduğu duyurulur. Bunu işiten Bölükbaşı küplere biner. Bütün parti örgütüne haber salar: “Derhal radyoya telgraf çekin ve Millet Partisi genel başkanı Sayın Osman Bölükbaşı’nın durumunun acele millete duyurulmasını isteyin.” Sözünden çıkmak kimin haddine, hemen teşkilat mensupları radyoya telgraf yağdırır.
“Genel başkanımız Sayın Bölükbaşı’nın durumunu merak etmekteyiz. Derhal radyoda yayınlanmasını istemekteyiz. MP falan il başkanı, MP filan ilçe başkanı, MP feşmekan bucak başkanı…”
Aradan saatler geçer ancak radyodan herhangi bir duyuru yapılmaz. Bölükbaşı köpürür, sağı solu araştırıp ihtilalin kudretli albayının telefonunu öğrenir ve Türkeş’i arar: “Müsaade buyurursanız bu millet Bölükbaşısını merak ediyor. Radyoya telgraflar yağıyor. Niçin benim durumumu millete açıklamıyorsunuz?”
Türkeş gayet soğukkanlı cevap verir: “Evet, telgraflar geliyor, sizin durumunuzu merak ediyorlarmış, ben de bütün telgrafları şimdi size yolluyorum, kendiniz teker teker cevaplandırın.”
Hasan Pulur, Olaylar ve İnsanlar 2 (1973-1978), Bilgi Yayınevi, 4. Baskı, Mayıs 1986, s. 276-277.