Malın mı Var, Derdin Var

Türkiye’de 1980’lere kadar Türk Parasını Koruma Kanunu vardı. Ve bu kanunun yürürlükte olduğu yıllarda, resmî bir araştırma vukuunda cebinde döviz bulsalar hapse girerdin, o kadar sertti uygulamalar. Mesela, eskiden babası antikacılık yapan bir arkadaşım ihbar edilmişti ve ceketinin cebinde on dolar buldular. Bu on dolar yüzünden, hapse atmışlardı onu. 1960’lardaydı sanıyorum, elli yıl önce.

Türk Parasını Koruma Kanunu deyince, bak şimdi, yaptığım bir işle ilgili bir anım geldi aklıma… Bir konsolos vardı, Romanya’nın İstanbul Başkonsolosu… Evindeki mobilyasını sigorta ettirmişti bana. Yangın ve hırsızlığa karşı sigorta yaptık, 1970 yıllarıydı. Bu konsolos daha sonra İstanbul’dan Cezayir’e tayin edildi. Benden mobilyalarının ve diğer ev eşyalarının nakliyesi için sigorta istedi. Vapurla, aktarmalı, yani bir hayli uzun zamanda ve zahmetli gidiyor o yıllarda kargolar yurt dışına.

Neyse, Başkonsolos gitti ve bir süre sonra teleks geldi, o zamanlar faks yoktu henüz. Gelen telekste taşınma sırasında eşyaların uğradığı hasar bildiriliyordu. Vitrinlerin camı kırılmış, yemek odalarının ayakları kırılmış ve daha birçok hasar oluşmuş, derken başkonsolos ekspertiz yaptırmış ve zararının tazmin edilmesini istiyor.

Sigorta şirketi beni bankaya yolladı tazminatın Cezayir’e yollanması için. Gittim ama ne görsem beğenirsin! Banka kabul etmedi, çünkü Türk Parasını Koruma Kanunu’ndan dolayı biz ödeyemeyiz dedi. Osmanlı Bankası’ydı, ama hangi banka olsa yapamayacak zaten. Osmanlı Bankası yabancılarla çok çalışan bir bankaydı. İsterse Türk Lirası veririz dedi ama Türk Lirası kabul edilmiyordu, çünkü Fransız Frangı karşılığında yapmıştım sigortayı. O zaman nakliye sigortalarında yabancı para kabul ediliyordu. Sigorta şirketi de galiba yine İmtaş’tı. Banka ne dedi biliyor musun? “Konsolos beyefendi İstanbul’dan geçtiği zaman bizim bankaya uğrasın ve hemen ödeyelim, ama transferi yapamayız.” Ve galiba konsolos bir yıl sonra uğradı ve biz de bu parayı ödeyebildik kendisine. Yani özetle, o yıllarda parayı ödemek bile şimdiki gibi kolay değildi.

Kaynak: Birant Yıldız, Sigortacılığın Duayeni David Kohen, Literatür Yayınları, Şubat 2015.