Rakamsız Fiş

İş hayatımın başında yaşadığım ve yöneticilik hayatımda unutamadığım bir anımı size aktarmak istiyorum.

Yedi sene İş Bankası’nda müfettişlik yaptıktan sonra iyi ve başarılı bir mülakat sonucu Citibank’a geçtim. Unvanımın ne olduğunu dahi bilmiyorum ama ara yöneticilerden biri gibiyim. Citibank daha kurulma aşamasında…

O sıralar Türk bankacılık uygulamalarını Citibank içinde iyi bilenlerden biri olduğum için seviliyor ve sayılıyorum. Amirim bir genel müdür yardımcısı… İtalyan… O da bana inanıyor. Yetki ve sorumluluk vermiş. Muhasebe, hukuk, vb. işlere bakıyorum. Herkes bir telaş içinde çalışıyor bankayı kurmak için…

Bir gün bir bankadaki hesabımızdan bir diğerine virman yapmamız gerekti. İlk harici işlem… Virman talimatı yazdık. İkinci imzayı attım. Bir borç bir alacak fişi düzenleyin talimatı verdim. Nasıl olacağını tarif ettim memur arkadaşlara. Hepsi bir koşuşturmada bitti.

Aldım talimatı ve fişleri. İtalyan’a gittim. Heyecanla ilk işlemi anlatarak imzasına uzattım fişleri. İnceledi, teşekkür etti, parafladı, imzaladı ve fişleri bana uzattı. Tam alırken, bana “Ben genellikle muhasebe fişlerinin üzerinde rakam olmadan imzalamam ama ilk istisnayı sana yapıyorum!” dedi.

Donup kalmıştım. Dehşetle fişlere baktım. “Borç”, “Alacak” hesaplar tamam. “Tarih” tamam, “Memur” parafı, “Checker” (yani benim) parafım tamam, her şey tamam. Ama telaştan muhasebe fişinin üzerine meblağ yazılmamış!

1. Gerçek kontrolün ne demek olduğunu o an bir daha unutmamak üzere anlamıştım.

2. İtalyan’ın (Lorenzo Roncari) jestinin ise, ondan sonraki yöneticilik hayatımın farklılıklarından en az birini oluşturduğundan eminim.

Anlatan: Rasih Engin Akçakoca

Kaynak: Bülent Şenver, Kulağınıza Küpe Olsun, Dünya Yayınları.