Şimdi Ne Söyleyeceğim?

İnönü kurultayda kürsüde konuşuyor. Parti içinde ciddi bir ihtilaf var. Partinin eski genel sekreteri Bülent Ecevit ile İnönü’nün arasında ciddi yönetim biçimi uyuşmazlıkları oluşmuş. Çok sert bir konuşma yapmaktadır İnönü. Tavır açıktır: “ya ben ya Bülent.”

İnönü’nün yanında yer alan Kemal Satır ve ekibi, kürsünün arkasından kâğıtlara büyük harflerle cümleleri yazıp Paşa’ya veriyorlardı. Paşa da bunları halka, kendi aklına gelmiş gibi okuyordu. Gazeteci Mete Akyol da İnönü’ye ve CHP’ye çok yakındı. Bana boyuna, “Zenger o kâğıtları çaktırmadan topla bana ver.” diyordu.

Bir ara Kemal Satır ve yaşlı suflör ekibi kâğıtlara ne yazacaklarında anlaşmazlığa düştüler. Her kafadan bir ses çıkıyor, bir türlü karar veremiyorlardı. Paşa da o sırada önündeki kâğıtları bitirmişti. Baktı yeni okuyacağı kâğıtlar gelmemiş. Kemal Satır’a doğru yarım döndü, bütün salonu kahkahaya boğan cümlesini söyledi:

“Ben şimdi ne söyleyeceğim?”

Kaynak: Erkal Zenger, Thencere Ghottin Khara, 21. Yüzyıl Yayınları