Tokgözlülük İyi Bir Referanstır

Piyasada çok teknik bir firma olarak nam salmaya başlamıştık. Firmamız Alarko’da henüz mezun olmamış, İTÜ’nün son sınıfında okuyan 5-6 mühendis adayı çalışmaya başlamıştı. Bir kısmı hâlâ bizimle birlikte çalışan bu kardeşlerimize ortağım İshak Alaton’la birlikte bilgilerimizi aktararak ve işlerin yapımını delege ederek motive etmeye çalışıyorduk. Çok başarılı genç bir takım oluşturmuştuk. Bir gün, önceleri Arçelik’te çalışmış ve o sıralarda Tuzcuoğlu müessesesine geçmiş İsmail Edizer isminde bir genç bizleri ziyaret ederek, müessesesinin önemli bir teknik işi olduğunu ve patronlarının bizimle görüşmek istediğini söyledi.

İsmail Bey sonradan ülkemizin sac ekipmanlarında en bilgili ve başarılı uzmanlarından biri olmuş ve son zamanlara kadar işbirliği yaptığımız çok saydığım ve sevdiğim bir teknisyendir. Tünel’de Hidivyal Palas’ta patronunu ziyaret ettim. Amerika’dan yeni gelmişti. Kartal’da yarı açık bir imalathanede kimyasal bir toz imal ettiğini ve bu tozun ABD’li eşinin hobi olarak yetiştirdiği çiçekleri öldürdüğünü, bunun için bir toz toplayıcı tesise gereksinimi olduğunu belirtti. Ülkemizin sıkışan döviz darlığında böyle bir tesisi ithal etmek olanaksızdı. Fabrikada gerekli ölçümlemeleri yaparak verdiğimiz 64.000 TL’lik toz toplama tesisi teklifini derhal kabul ederek tüm bedel için bir çek gönderdi. Çiçek mevsimi dolayısıyla 300 TL/günlük bir erken bitirme primi vadetti. Kısa zamanda o günün teknolojisine göre çok başarılı bir tesisi ikmal etmiş, 6 günlük bir erken bitirme primini de tahsil etmiştik.

Sonradan gününde reküpere ettiğimiz takriben 300 kg’lık tozun beher kilosunun 3 liraya satıldığını ve tesisin bedelinin iki buçuk ayda amorti edildiğini öğrendik. “Böyle olduğunu bilseydiniz aynı fiyatı verir miydiniz?” sorusuna o gün “Bilmiyoruz, biz kürek satıyoruz, küreğin bedelini almamız yetiyor, altın veya toprak küremeniz bizi ilgilendirmemeli.” cevabını vermiştik. Hayatımız boyunca bu prensibi güttük. Sonuçta kârlı çıktığımızdan eminim. Yıllar sonra kürek ve kürenecek malzemenin değerleri arasında direkt bir ilinti olmaması gerektiğini pekiştiren olaylar oldu.

Dostumuz ve uzun yıllar çalışma arkadaşımız olan Sayın Necati Palabıyıkoğlu bu deyimi geçmişten habersiz defalarca kullanmıştır. Bu olaylardan edindiğim ders, kendi üretiminin değerine razı olmanın kişiyi mutlu edebileceği, fikir ve bilginin en az para kadar değerli ve geçerli olduğu, tokgözlülüğün daima fazlası ile ödendiği, iyi referansın çok önemli bir pazarlama aracı oluşudur.

Kaynak: Üzeyir Garih, İş Hayatımdan Kesitler ve Gençlere Tavsiyeler, Hayat Yayın Grubu.