Ülser, İzlenim ve Personel

Koç Holding’de sorumluluğum üç kişiye yönelikti. Rahmi Koç, Suna Kıraç ve Can Kıraç. Bazen bunların hepsini atlayarak Vehbi Koç’a hatta Hulki Alisbah’a, Bernar Nahum’a hesap vermem gerekiyordu. Bu da, 5-6 insan arasındaki iletişimi sağlamam, hatta baba ile çocukları arasındaki iletişim aksaklıklarını düzeltmemi gerektiriyordu. Koç’a geldiğimde 29 yaşında sağlıklı bir delikanlı, ayrılırken ülserli bir P.R. uzmanıydım.
***
Altı yıla sığdırılan bu işleri başarmak için sabah 8’e doğru Fındıklı’daki odama girer, akşam 9’a doğru çıkardım. Sabahın erken saatlerinde, daha telefonlar çalışmaya, masama evraklar konmaya başlamadan günlük gazeteleri okur, ilginç haber ve yazıları keserek dosyalardım. O arada Vehbi Koç arar ve günlük olaylarla ilgili bilgi alırdı. Akşam radyoda 19.00 haberlerini de dinledikten sonra yine beni arar, 5. kattaki odasına gelerek günün olaylarını özetlememi ya da yapılmakta olan bir toplantıya katılmamı isterdi. 6 yıl boyunca merhum Vehbi Bey günde 12 saat çalışmamın nedenini hiç sormadı. Sabah 9, akşam 6 arasındaki mesai dışında hiç kimse holdingde yokken benim Fındıklı’da olmamın nedenini hiç merak etmedi. Ve bir gün Koç Holding’le evliliğimizi boşanmaya götüren süreç başladı. 6 yıllık evliliğimizde Koç Grubu’nun 20 yıllık yöneticileri kadar popüler olmuştum. Daha üçüncü yılımda düzenlediğim bir jübilede, Rahmi Koç on yılını dolduranlar rozetini benim neden almadığımı sorunca Suna Kıraç henüz üçüncü yılımda olduğumu söylemişti. Rahmi Koç’un yorumu ilginçti: “Mesele 10 yılını doldurmak değil, şirkette 10 yıldır çalıştığı izlenimini yaratmaktır.”
***
Koç’tan ayrılıp kendi firmamı kurduğum günlerde bir toplantıda karşılaştığım merhum Vehbi Koç, A&B’nin nasıl gittiğini sordu. İşlerin iyi olduğunu ama yönetici sorumluluklarının beni zorladığını anlattım. “Koç’ta çalışırken benim vergimi, sigortamı, elektrik masrafımı, daktiloların tamirini siz düşünürdünüz, ben sadece işimi yapardım. Şimdi bir yandan müşterilerim için proje yaratırken bir yandan da bunları düşünmek durumundayım.” dedim. Eliyle ağzını kapatarak o ünlü kahkahasını attı: “Daha bu bir şey değil, hele personelin artsın, müdürlerin olsun, sen o zaman zorluğu görürsün, her personel ayrı bir karakterdir.” dedi.

Kaynak: M. Alâeddin Asna, Bir PR’cının Meslek Anıları, MediaCat Kitapları