Yabancı Kompleksi

Ekrem Alican ve Memduh Güpgüpoğlu bankayı (Yapı Kredi) fonksiyonel olarak yeniden yapılandırmak gereğine inanıyorlar ve bu konuda yurt dışından uzman bir kuruluş getirilmesini uygun buluyorlardı. Tabii bu görev de bana verildi. Bir arayış sürecinden sonra Arthur D. Little isimli danışmanlık şirketinde karar kıldık. Bu Amerikan şirketinin Londra’daki yetkilileri ile görüştük ve kendilerini İstanbul’a çağırdık. Başkanlığını Güpgüpoğlu’nun yaptığı komitemiz de ben de koordinasyon görevi üstlenerek banka ile danışman şirket arasındaki ilişkiyi yönetiyordum. Danışman şirket başlarında tecrübeli bir kişi, diğerleri dört, beş yeni üniversite mezunu İngiliz genç olmak üzere önce durum tespiti, daha sonra ise olması gereken organizasyon şeması üstünde çalıştılar. Bence ortaya çıkan çalışma, ideal bir banka nasıl çalışmalı raporundan çok, günün güç dengelerini aksettiren bir organizasyon belgeseli olmuştu.

Bir şey dikkatimi çekmişti. Bu kuruluş İngiltere’de böyle bir araştırma yapsa, herhalde bu kadar tecrübesiz kişileri bizim büyüklükte bir bankada görevlendirmeye çekinirdi. Ama Türkiye’de hiç böyle bir sıkıntı duymadan, bizim kaliteli uzmanlarımızdan halen fersah fersah gerilerde olan birtakım kişileri uzman sıfatıyla rahatça bizlere takdim edebilme cesaretini kendilerinde görebiliyorlardı. Sanırım bu hususta kabahatin büyük kısmı bizde. Gerek Doğu terbiyesinin verdiği nezaket ama en önemlisi kendimize olan güvensizlik, Batılılarla ilişkilerimizde bizlere gereksiz kompleksler yüklüyor.

Kendimizi hiç hak etmediğimiz kadar aşağıda görüyor ve karşımızdakine layık olduğundan fazla itibar ediyoruz. Halbuki karşımızdakine eş bilgi seviyesinde olduğumuzu gösterdiğimizde bize olan saygısı derhal yükselecek, daha yapıcı bir diyalog ortaya çıkacaktır. Her işte olduğu gibi, ne kendinizi aşırı yücelterek çevrenizden kopun, ne de aşağılık komplekslerine kapılarak karşınızdakilere kul, köle olun.

Kaynak: Metin Berk, Zoraki Bankacı, Acar Bilgi Merkezi (ABM) Yayınları.