Zeylname

Kaza servisinde çalıştığım o tarihte, direkt işler için kasko poliçesi yapılırken “araç görülmesi” şarttı. Yeni poliçe yaparken de radyo-teyp gibi aksesuarlar için teminat alınırken de sonradan ilave edilen bu aksesuarların aracın üzerinde olduğu mutlaka görülür, poliçe ondan sonra düzenlenirdi.
Bir gün bir sigortalımız aradı; aracına radyo-teyp taktırdığını ve bunu teminat altına aldırmak istediğini söyledi. Kendisinden aracıyla beraber şirket merkezine gelmesini rica ettik, radyo-teybi aracı üzerinde gördükten sonra gerekli işlemin yapılacağını belirttik. Sigortalımız yaklaşık bir saat sonra departmanımıza geldi. Aracını Zincirlikuyu’daki kalabalık bir caddede, bir banka şubesinin önünde zorlukla park edebildiğini söyledi; bu iş için sigortalıları şirkete getirmenin doğru olmadığını ve durumdan duyduğu rahatsızlığı da dile getirdi. Kendisine gerekli açıklamaları yaptık ve aracı görüp geleceğimizi belirtip beklemesini rica ettik.
Sigortalımızın tarif ettiği caddeye beş-on dakika içinde ulaştık ama… Sigortalımızın aracı bir çekicinin üzerine yüklenmek üzere bir vinçle kaldırılmış vaziyette havada duruyordu. Aracı götürmek üzere işlem yapan polise, “Durun, o aracı götüremezsiniz!” dedik. Polis, “Araç sahibi siz misiniz?” diye sordu. Durumu anlattık ama bizi dinlemedi. Aracı çekiciye yüklediği gibi olay mahallinden uzaklaştı! Elimizde giden aracın anahtarıyla kalakalmıştık orada; şirkette bizi bekleyen sigortalıya durumu nasıl izah edeceğimizi düşündük bir süre…
Sonra çaresiz, departmana döndük ve sigortalıya aracının çekildiğini söyledik. Müşterinin tepkisi çok sert oldu elbette: “Mavi camlı bina dikmeyi biliyorsunuz ama bu binaya bir otopark yapmayı akıl edemiyorsunuz!” diye bağırarak şirketi terk etti. Adamın arkasından üzgün üzgün bakarken, ona hak verdik. “Bu sigortalı artık şirketteki tüm poliçelerini iptal ettirir herhalde”  diye düşünüyorduk. Bu arada müdürümüz bana, “Araç havadayken zıplayıp içindeki radyo-teybin markasına baksaydın bari” diyordu!
Sigortalımız bir-iki gün sonra beni aradı, aracı kesinlikle getirmeyeceğini ama aracın radyo-teybi için teminat almak istediğini söyledi. Bunca tatsızlıktan sonra “araç görme” konusunda ısrarcı olacak değildik! İlgili zeylnameyi hazırladık. Bir arkadaşımız bunu sigortalıya ulaştırmakla görevlendirildi ve tekrar tekrar uyarıldı: “Radyo-teybi araç üzerinde görmeden zeylnameyi teslim etme!”

Kaynak: Sigortalı Hayatın Bilinmeyenleri, 40 Gerçek Hikâye, Yapı Kredi Yayınları