Bundan 30 yıl önce, Anadolu bayilerini ziyaret ediyoruz. Karadeniz’de dört kardeşin aynı dükkânda bulunduğu bir müşterimizdeyiz. Hangi konuyu açsak bir uzlaşma zemini bulamıyoruz. Ticari konuları bırakıp, sosyal, siyasi, spor gibi günlük yaşamın gündemini teşkil eden olayların tartışmasını ortaya getiriyoruz. Her konuda iki kardeş bizden yana, ikisi muhalif. Bir türlü dördü bir araya gelemiyorlar. Ortam biraz ısındıktan sonra esprili bir şekilde uzlaşabildikleri bir konu olup olmadığını soruyoruz. Cevap enteresan ve tek. Hepsi bana dönüyor, biraz utangaç, biraz sempatik bir tavırla bana soruyorlar: “Ağabey sen uzaylı mısın?” Bu şekilde sormalarının nedeni, benim o tarihlerde saçlarımın uzunluğu, İspanyol paçalı pantolon giymem.
Aradan iki yıl geçiyor. Bu kardeşlerden biri İstanbul’da dükkân açıyor. Biz de ziyaretine gidiyoruz. İçeri girdiğimiz anda gülmeye başlıyoruz. Bizim Karadenizli kardeşimiz hayretle bakıp, soruyor. “Siz delirdiniz mi?” Bizim gülüşmelerimiz devam ediyor ve soruyoruz. “Yahu sen ne zaman uzaylı oldun?” Çünkü saçları benden daha uzun, pantolon paçaları benimkinden en az beş santim daha bol. Karadenizli kardeşimizin cevabı süper:
“Kemal Ağabeycuğum. Ne güleysun. Bu da bizum deplesüman kıyafetumuzdur daa!”
Anlatan: Kemal Zorlu
Kaynak: Bülent Şenver, Kulağınıza Küpe Olsun, Dünya Yayınları, 4. Baskı, Mart 2002.