Nesnelerin internetinin bizi tam olarak nereye götüreceğini bilmek zor olsa da daha teknoloji merkezli bir dünyada yaşayacağımız kesin. Otomatikleştirilmiş evlerde yaşayacak, ağ tabanlı yollarda akıllı araçlar sürecek, etkileşim açısından oldukça gelişmiş mağazalardan alışveriş yapacak, sağlık konusunda temel yaklaşımımızı yeniden tanımlayacak sağlık ve zindelik ürünleri kullanacağız. Belki de on yıl içinde günlük yaşantımızda zihnin sınırlarını zorlayan birçok farklı akıllı sistem kullanacağız. Önümüzdeki yıllarda nesnelerin interneti hayatımızın neredeyse her alanına temas edecek. Sorun nesnelerin internetinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği değil, tam olarak nasıl gerçekleşeceği ve dünyayı nasıl değiştireceği.
İnternet Her Şeyi Değiştiriyor: Artık yalnızca bilgisayarlar ve akıllı telefonlar internete bağlı değil. Liste parkmetreleri, termostatları, sağlık görüntüleme cihazlarını, fitnes aletlerini, trafik kameralarını, araba lastiklerini, yolları, kilitleri, süpermarket raflarını, çevresel sensörleri, hatta çiftlik hayvanlarını ve ağaçları da kapsıyor. Dahası bu listedeki nesnelerin sayısı gittikçe artıyor, yazılım ve donanım fiyatları düşmeye devam ediyor, kesintisiz bağlantının hızı ve güvenilirliği artıyor, geliştiriciler de cihazları, uygulamaları, platformları ve diğer mecraları daha iyi entegre etmeyi öğreniyor.
Nesnelerin interneti, internete ve birbirine bağlı “şeyler” ve “nesneler” anlamına geliyor. Söz konusu nesneler neredeyse her şey olabilir; bilgisayar, tablet bilgisayar veya akıllı telefon, fitnes cihazları, ampul, kapı kilidi, kitap, uçak motoru, ayakkabı ya da bisiklet kaskı yalnızca birkaç örnek. Bu cihazların ve nesnelerin her birinin kendine mahsus benzersiz bir kimlik numarası ve İnternet Protokolü (IP) adresi var. Teller, kablolar veya uydular, cep telefonu ağları, WiFi ve Bluetooth gibi kablosuz teknolojiler aracılığıyla internete ve birbirlerine bağlanıyorlar. Yerleşik elektronik devreleri veya sonradan çipler ve etiketlerle kazandırılan Radyo Frekansı ile Tanımlama (RFID) yeteneklerini kullanıyorlar. Yöntem ne olursa olsun nesnelerin interneti veri hareketleri aracılığıyla süreçleri kolaylaştırmakla ilgili; ister yan odadan, ister dünyanın öbür ucundaki bir noktadan.
Nesnelerin internetini bu kadar güçlü kılan, fiziki kökenli ürün ve öğeleri hem birbirlerine hem de dijital kökenli cihazlara, mesela bilgisayarlara ve yazılım uygulamalarına bağlıyor olması. Bu durum tüm bu cihazların grup ya da çoklu nokta prensibiyle -ve genellikle bulut bilişim üzerinden- gerçek zamanlı veri paylaşmasına olanak tanıyor. Üstelik bunlar bilgisayar özelliği taşıyan farklı cihazlar aracılığıyla -esasen İnsanların İnterneti (IoH-Internet of Humans) üzerinden- insanlara bağlandığında yepyeni bir kavramsal çerçeve ortaya çıkıyor.
Mobil Teknoloji, Bulut Bilişim ve Dijital Araçlar Bağlantılı Bir Dünyayı Müjdeliyor: Fiziki nesneleri etiketleme ve elinde akıllı telefon olan herkesi potansiyel bir veri noktasına çevirme kabiliyeti olağanüstü sonuçlar yaratıyor ve bu sonuçların kapsamı oldukça geniş.
Birçok farklı nesne ve cihazdan veri toplayabilmek, insanların olayları analiz edip daha fazla içgörü kazanmasına yardımcı oluyor. Tahminlerde bulunmak yerine verileri ve analitiği kullanarak örüntüleri, trendleri ve davranışları çok daha kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde anlamak mümkün.
Çiplerden ve sensörlerden gelen veriler insanların akıllı telefonlar ve tabletler aracılığıyla yarattıkları verilerle birleşince doğal olarak ortaya muazzam bir veri miktarı çıkıyor. Bunlar bir de mevcut veri kaynaklarıyla -yani birçok kuruluşun elinde bulunan, on yıllar öncesine dayanan tarihsel veriler ve kayıtlarla- birleşince keşfedilecek yepyeni, engin bir veri alanı oluşturuyor.
Nesnelerin interneti hem veri kaynaklarını hem de veri hacmini, hızını ve çeşitliliğini üstel olarak artırdı. Birdenbire mesele sadece veri üretip bu verileri derli toplu veri tabanlarında depolayan bilgisayarlarla ilgili olmaktan çıktı. Uydular, parkmetreler, satış otomatları, televizyonlar, POS terminalleri, benzin pompaları, yiyecek paketleri, ev aletleri, aydınlatma anahtarları, tuvaletler ve süpermarket rafları da nesnelerin internetinin bir parçası. Nesnelerin interneti bulutlara ve gerçek zamanlı analitik sistemlere veri aktarabilen her şeyi kapsıyor.
Endüstriyel İnternet Gelişiyor: Bazıları ortaya çıkan bu bağlı iş dünyasına Dördüncü Sanayi Devrimi adını veriyor. Bu isim bozucu endüstriyel inovasyonların dördüncü dalgasına -yani akıllı sanayi ya da akıllı üretime- atıfta bulunuyor; diğer üç dalga mekanikleşme, seri üretim ve bilgisayarlarla elektronik aletlerin ortaya çıkışını kapsıyor.
Giyilebilir teknolojiler -akıllı saatler ve bileklikler, Google Glass gibi akıllı gözlükler ve akıllı giysiler- çoktan ortaya çıkmaya başladı bile. Bu cihazlar nesnelerin internetini destekleyip genişletecek ve verilerin daha erişilebilir hale gelmesini sağlayacak. Elektronik tekstil ürünleri ve giyilebilir ürünler beden fonksiyonlarını algılayabilme hatta sıcaklığı, yüksek düzeyde ultraviyole ışınları ve kimyasalları ve çevredeki alerjen ve toksinleri tespit edebilme potansiyeline de sahip. Gerçekten de, Nike, Adidas ve diğer bazı üreticiler ayakkabı ve giysilerin içine sensör yerleştirmeye başladı bile.
Nesnelerin internetinin temelinde Endüstriyel İnternet yatıyor. Bağlantılı makineleri ve verileri destekleyen altyapıyı Endüstriyel İnternet sağlıyor. Genellikle üretim devi General Electrics’e atfedilen bu terim, makinelerin nesnelerin internetini mümkün kılacak şekilde sensör, yazılım ve iletişim sistemlerine entegre edilmesini ifade ediyor. Endüstriyel İnternet, büyük veri, yapay zekâ ile öğrenme ve makineler arası (M2M) bağlanılabilirlik gibi alanlardaki süreç ve teknolojileri bir araya getiriyor.
İleri robot teknolojisi ve makine zekâsı büyük ihtimalle insanların ellerini üretimden ve ağır işlerden çekmesini sağlayacak. Bu da muhtemelen paket servisinden cam yıkamaya, yol tamirinden savaşlara kadar her şeyi yeniden tanımlayacak. Dahası makine zekâsında kaydedilecek radikal gelişmeler, robotların ve diğer sistemlerin kendi performanslarını sürekli analiz etmelerini ve kendi hatalarını -hem de diğer makine ve insanların hatalarını- düzeltmeyi öğrenmelerini sağlayabilir.
Tüketici Cihazları Akıllı Hale Geliyor: Bağlantılı cihazlar hem ürün ve nesnelere bakışımızı hem de davranışlarımızı muazzam bir şekilde değiştiriyor. Cihazların bağlantılı olması insanları da bağlantılı hale getiriyor ve insan grupları arasında bambaşka ilişkilerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Ne kadar önemli ve derin olursa olsun, insanlar arasındaki bu bağlantı nesnelerin interneti bilmecesinin parçalarından yalnızca biri.
Bir nesnenin ya da cihazın internete bağlı olması onu daha güçlü hale getiriyor ve kullanıcısı için çok önemli bir değer yaratıyor. Fakat cihazları geniş bir ağa -esasen nesnelerin internetine- bağlayabilme kabiliyeti, olanakları ve becerileri üstel olarak artırıyor.
İnsanların doğal dil komutları, akıllı telefon kumandaları ve bağlantılı cihazları kullanarak alışveriş listeleri oluşturacağı, yemek tariflerine erişeceği ve daha farklı birçok işi halledebileceği günleri hayal etmek zor değil. Akıllı telefon uygulamaları insanları mağazalarda aradıkları ürünlere yönlendirecek. Eve döndüklerinde ise bir sürü düğme ve kumanda arasında boğulmalarına gerek bırakmadan, mikrodalga fırına bir şeyler koyup “dondurulmuş simidimin buzunu çöz” ya da “kahvemi ısıt” gibi komutlarla işlem yapmalarını mümkün kılacak.
Nesnelerin interneti gelecek birkaç yılda daha da önemli değişimlere neden olacak; 3D baskı, dijital koku ve tat alma becerileri, robotlar ve drone’larla her alanda yepyeni iş yapma şekilleri ortaya çıkaracak. Bu sistemler de bağlantılı bir dünya için çok daha geniş bir platform oluşturacak.
Gerçeklik ve Bağlantılı Bir Dünyanın Yansımaları: Nesnelerin interneti hem dijital hayatlarımızı sürdürme tarzımızla, hem de güvenlikle ve gizlilikle ilgili yeni zorlukları ve sorunları da beraberinde getirecek. Toplum üyeleri arasında yeni anlaşmazlıklar ve ihtilaflar yaratacağı, aynı zamanda dijital açıdan zengin olanlar ve olmayanlarla ilgili daha fazla soruyu gündeme getireceği neredeyse kesin. Dahası nesnelerin interneti hem yeni yasalar gerektirecek hem de toplumsal geleneklerde önemli ve süregiden değişimler yaşanmasına neden olacak.
Teknoloji tarihi vasat kullanıcı arayüzleri, anlaşılmaz işletim kontrolleri ve performans bozukluklarıyla doludur. Teknolojilerin olgunlaşması zaman alır, kurcalama, ayarlama ve düzeltmeler yapılmasını gerektirir. Gerçekten hatasız ve verimli çalışan sistemler kurmak bu sürecin büyük bölümünde göz korkutucu bir iş olacaktır.
Küreselleşmiş ve birbirine bağlanmış bir nesnelerin interneti dünyası şekillenirken toplumlar ve hukuk sistemleri hızla gelişen ve birçok şeyi köklü olarak değiştiren bir teknoloji altyapısını yönetmek zorunda kalacak. Nihai zorluk ise riskleri ve güvenlik önlemlerini temel hak ve hürriyetlerle dengelemek olacak.
Ağ Tabanlı Bir Gelecek Kendini Gösteriyor: Nesnelerin interneti yalnızca nesnelerin yerini saptayıp onları çevreyi algılamak için kullanmakla veya otomatik olarak iş yapmakla ilgili değil. Kendi hareketlerimizi ve dünyadaki süreğen devinimleri görüntülememizi, ölçümlememizi ve kavramamızı sağlayan bir araç. Nesneler ve insanlar arasındaki boşlukları görebilme kabiliyeti nesnelerin kendisi kadar önemli. Nesnelerin interneti tarafından üretilen veriler fiziki ilişkilere, insan davranışlarına hatta gezegenimizi ve evreni yöneten fizik kanunlarına dair derinlikli içgörüler sunuyor.
Nesnelerin interneti gelişirken bu çerçevede birçok kafa karıştırıcı mesele, sorun ve zorluk gündeme geliyor. En büyük sorunlardan biri neredeyse her şeyin izlendiği, kaydedildiği ve analiz edildiği bir dünyada yaşamakla ilişkili. Gizlilik açısından çok önemli sonuçlar doğuran bu durum siyaseti, toplumsal yapıları ve hukuku da etkiliyor.
Yazar: | Samuel Greengard |
Çevirmen: | Müge Çavdar |
Yayınevi: | Optimist Yayınları |