Yeni müşteriler ararken büyük potlar kırdığım oldu. British Travel & Holidays Association’ın (İngiliz Seyahat ve Tatil Derneği) başkanı Sir Alexander H. Maxwell ile tanıştığımda, acil olarak yeni bir işe ihtiyacımız vardı. Maxwell daha başlangıçta beni küçümsedi. “Reklamlarımız,” dedi, “iyi. Çok iyi. Ajans değiştirmeye hiç ama hiç niyetim yok.”
Ben de “VII. Henry ölmek üzereyken, ona bu acı gerçeği söyleme cesaretini gösterenin başını vurduracağı sanılıyordu. Ama devletin çıkarları bir gönüllü bulunmasını gerektiriyordu ve Henry Denny öne çıktı. Kral Henry, Denny’nin cesaretinden o kadar memnun olmuştu ki, ona bir çift eldiven ve şövalyelik verdi. Sir Henry benim atalarımdandır. Onun örneği, bana reklamlarınızın çok kötü olduğunu söyleme ilhamını veriyor.”
Maxwell patladı ve benimle bir daha hiç konuşmadı. Ama kısa süre sonra, British Travel işini, benim herhangi bir biçimde karışmamam koşuluyla, bize verdi; dolayısıyla ortaklarım uzun yıllar bu işle benim ilgilendiğim gerçeğini saklamak zorunda kaldılar. Kampanyamız o kadar başarılıydı ki, İngiltere’ye giden Amerikalıların sayısı on yılda dört katına çıktı. Bugün İngiltere, İtalya hariç, Avrupa ülkeleri arasında turizmden en çok para kazanan ülke.
“Küçük ve rutubetli bir ada için, şaşırtıcı bir başarı” diyordu The Economist.
Bir süre sonra Sir Alexander Maxwell emekli oldu, ben de saklanmaktan kurtuldum.
Kaynak: David Ogilvy, Bir Reklamcının İtirafları, Türkçesi: Haluk Mesci, Reklamcılık Vakfı Yayınları