Ülkelerin ekonomik durumlarının en güzel göstergesi, o ülkelerin menkul kıymet borsalarıdır. Borsalar, ülke ekonomisine ilişkin geleceğe yönelik olumlu veya olumsuz haberleri önceden satın alarak beklenti oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla 2008 yılında başlayan krizin çözümünü Amerikan ekonomisinin toparlanmasına yönelik atılacak adımlarda arıyorsak, Amerikan ekonomisinin barometresi niteliğindeki hisse senetleri piyasasına yakından bakılması gerekmektedir. Amerikan hisse senedi piyasasının en önemli iki endeksi Dow Jones ve S&P 500 endeksleridir. Bu iki endeks tüm finansal oyuncular tarafından en önemli gösterge-borsa endeksi olarak kabul edilmektedir.
S&P 500 hisse senedi endeksinden VIX endeksi (Volatility Index-Volatilite Endeksi) adı altında bir gösterge-endeks oluşturulmaktadır. Finansal oyuncular, VIX endeksini finansal piyasalardaki “korkunun derecesini” ölçen endeks olarak kabul etmektedirler. 1993 yılında Chicago Board Options Exchange (CBOE) tarafından hesap edilmeye başlanan VIX endeksi, esasen opsiyon fiyatlamasına dayanmaktadır. Endeks, hisse senedi alım ve satım opsiyon fiyatları arasındaki farka (spread) göre hesaplanmaktadır. Alım ve satım opsiyon fiyatları arasındaki fark düşük ise, VIX endeksinin oranı düşmekte; alım ve satım opsiyon fiyatları arasındaki fark yüksek ise, VIX endeksinin oranı yükselmektedir. Örneğin, piyasalarda belirsizlik yaşanacağına yönelik beklenti oluşmaya başlamışsa, yatırımcılar ellerinde bulundurdukları hisse senetleri pozisyonlarını korumaya yönelik opsiyon işlemlerini arttırmaya başlarlar. Opsiyon işlemlerinin artmaya başlaması, opsiyon alım ve satım fiyatları arasındaki farkın artmasına neden olur ve sonuçta VIX endeksi yükselir.
VIX Endeksi, Amerikan ekonomisinin en önemli göstergelerinden birisi olması sebebiyle Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülke finansal piyasaları tarafından çok yakından takip edilmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon raporlarında yer verdiği VIX endeksine, küresel finansal piyasalardaki belirsizliğin göstergesi olarak isimlendirmektedir.
Yukarıdaki grafik, VIX endeksinin tarihi seyrini göstermektedir. Grafikte görüldüğü üzere, VIX endeksi tarihi yükselişini küresel krizin başladığı Eylül 2008 tarihinde 89,42 baz puan seviyesine ulaşarak gerçekleştirmiştir. Bu durum, finansal piyasalarda risk algısının arttığına ve geleceğe yönelik beklentilerin kötümserleştiğine işaret etmektedir. Bu kötümser tablonun ardından gelişmiş ülke merkez bankalarının finansal piyasalara sürmüş olduğu bol likidite, tüm finansal piyasalarda faiz oranları ve döviz kurları üzerinde baskı oluşturmuş, hisse senedi piyasası endekslerinin ve emtia fiyatlarının yükselmesine sebep olmuştur. Hisse senedi endekslerinin yükselmesi ile birlikte, finansal piyasalardaki risk algısı azalmış, geleceğe yönelik beklentiler iyimserleşmiş ve dolayısıyla, S&P 500 endeksinden türetilen VIX endeksi bulunduğu tarihi zirvesinden düşüş trendine girmiştir.
Normal şartlarda VIX Endeksinin 10 ile 20 baz puan arasında dalgalanması beklenmektedir. 13 Nisan Cuma günü bu yazıyı sizler için kaleme alırken endeks 17,41 seviyesinde bulunuyordu.
Bu seviyeden korkmalı mıyız?
Yorumu sizlere bırakıyorum.
Yazar: Dr. Hakan Öner